Saglik Merkezine Hosgeldiniz!

 

 

ÇAĞDAŞ SAĞLIK ANLAYIŞI

Konuyu Hazırlayan: Dr.S.Başak Soyluoğlu

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığı; "Yalnızca hastalık yada sakatlığın bulunmaması değil, aynı zamanda bedensel, ruhsal ve sosyal yönlerden tam bir iyilik hali" olarak tanımlamıştır.

 İnsan Hakları Evrensel Bildirgesine göre de ırk, dil, din, politik inanç, ekonomik ve sosyal durum ayrımı gözetmeden; herkesin, erişilebilecek en yüksek düzeyde sağlıklı olma temel hakkına sahip olduğunu görürüz.

Bilindiği gibi sağlık sorunları çeşitlidir. Bunların çözümü için gerekli insan gücü, teknik donanım, mekan, finansman….  gibi kaynaklar ise her zaman sınırlıdır. Bu olgu dünyanın zengin ve gelişmiş devletleri için de geçerlidir. Dolayısıyla neredeyse sonsuz çeşitlilikteki sağlık sorunlarını sınırlı kaynaklarla çözümleyebilmek için, eldeki olanakların en akılcı ve verimli biçimde kullanılması gereği tartışmasız kabul görmektedir. İzlenecek yol; önce sorunların saptanması, öncelik sıralamasına koyulması ve ardından en verimli yollarla çözülmeye çalışılmasıdır.

Bir toplum için en önemli sağlık sorunu;

en çok görülen,

en çok öldüren,

en çok sakat bırakan hastalıktır.

Bir kimsenin sağlığı yalnızca kendisini ilgilendirmez. Başta ailesi olmak üzere, yakınlarını ve giderek tüm toplumu ve hatta tüm insanları ilgilendirir, ilgilendirmelidir.

Sağlık sorunlarının tek nedeni biyolojik, fiziksel ve kimyasal öğeler değildir. Altta yatan sosyal, ekonomik, kültürel etmenler vardır ve bunlar araştırılmalıdır. Bu etmenler bildiğimiz gibi fizik, biyolojik ve kimyasal etmenlerin ortaya çıkması için asıl ortam ve zemini oluştururlar.

 

Çağdaş halk sağlığı anlayışının günümüzdeki içeriği son derece geniştir. Çağdaş anlayış 1978 yılında yayınlanan ve DSÖ’ne üye olan tüm ülkelerce onaylanmış bulunan  ‘Temel Sağlık Hizmetleri Bildirisi’  (Alma Ata Bildirgesi) ile ayrıntılı biçimde tanımlanmıştır.

Bu anlayışın başlıca önemli noktaları şunlardır:

·    Sosyal eşitlik:  Sağlık hizmetleri doğuştan kazanılmış bir insan hakkıdır. Bu hizmetler sadece onları satın alabilecek sosyal sınıflara değil, toplumdaki herkese ve en uzak yerleşim yerlerinde oturanlara da, sosyal adalet anlayışı içinde ve hakkaniyet ölçülerinde götürülmelidir.  

 

                                                                                                 

·        Öz sorumluluk: Herkes kendi sağlığının değerini bilmeli ve kendinden (ve çocuklarından) sorumlu olmalıdır. Bunun için kişiler eğitilmeli ve bilinçlendirilmelidir. Bunun doğal sonucu olarak kişiler ve toplumlar sorumluluk duygusu içinde sağlık hizmetlerinin planlanması ve sunuluşunda söz sahibi olmalı, yani toplum sağlık hizmetlerine katılmalıdır.

·       Sağlık hizmetlerinin boyutu: Sağlık hizmetleri yalnızca ‘Sağlık sektörü’ tarafından yürütülemeyecek kadar geniş boyutludur ve bir çok farklı sektörü de ilgilendirir. Öyleyse sektörler arası eşgüdüm gereklidir.

·         Uluslararası dayanışma: Sağlık bir dünya ve insanlık sorunudur. Gelişmiş güçlü ülkelerin  gelişmekte olan ülkelerdeki sağlık hizmetlerinin kalkınmasını desteklemeleri gereklidir.  

Bu hareket noktasından yola çıkarak geleneksel sağlık anlayışı ile çağdaş sağlık anlayışını karşılaştırdığımız zaman gördüğümüz tablo aşağıdaki gibidir.

 

Geleneksel anlayış 

Hastalık tedavisi 

Hastaya hizmet 

Belirli sorunlara ağırlık   

Uzman kullanımına ağırlık 

Hekim ağırlıklı hizmet

Yalnızca sağlık sektörü

 Pasif toplum  

Çağdaş anlayış

 Sağlığın korunup geliştirilmesi 

 Herkese sürekli hizmet

 Geniş boyutlu hizmet

 Genel pratisyenlere ağırlık

 Ekip anlayışı

 Sektörler arası işbirliği

 Toplum katılımı

   

               

                              

                                

                 

      

                      

Çağdaş sağlık hizmetlerinin temel amacı kişileri hastalıklardan korumaktır. Ancak her türlü çabaya karşın herkesi  hastalıklardan korumak mümkün olmaz, bazıları hastalanır. İşte o zaman sağlık hizmetlerinin ikinci amacı olan hastaların tedavisi söz konusudur. Bu günkü bilgilerimizle ve var olan yöntemlerle her hasta tam olarak tedavi edilemez, bazıları ölür, bazıları ise sakat kalır. Sağlık hizmetlerinin üçüncü amacı ise, sakatları başkalarına bağımlı olmadan, kendi kendine yeter biçimde yaşamasını sağlamak, yani rehabilite etmektir.

Koruyucu Sağlık Hizmetleri kişiye ve çevreye yönelik olmak üzere iki grupta incelenir.

Kişiye yönelik koruyucu hizmetler doğrudan bireyleri ilgilendirir.

Başlıca başlıklar şunlardır:

 

·     

     Bağışıklama: Bulaşıcı hastalıklardan korunmada en etkili yollardan biridir. Aktif bağışıklama ‘Aşılama= İmmunizasyon’ yoluyla. Pasif bağışıklama ise hazır antikorları içeren serumların sağlam kişilere verilmesi ‘Seroproflaksi’ ile olur. Bağışıklama yoluyla toplumun %85-90ı bir hastalığa karşı bağışık duruma getirilirse o hastalık kontrol altına alınabilir.

 

     

     İlaçla koruma: Her hastalığın aşısı yoktur, bu gibi durumlarda tehlike altındaki kişileri ilaçla korumak ‘Kemoproflaksi’ mümkündür.

 

·    Erken tanı: Hastalıklar ne kadar erken dönemde teşhis edilirse tedavileri de o kadar kolay, başarılı ve ekonomik olur. Kişiler bu konuda eğitilmeli ve sağlık personeli de bu konuya önem vermelidir.

              

     İyi beslenme: Pek çok hastalığın altında yatan temel ve hazırlayıcı neden yetersiz ve dengesiz beslenmedir. Tüm enfeksiyon hastalıkları kötü beslenen kişilerde daha ağır klinik tablolar gösterir. O halde kişilerin beslenmelerinin düzeltilmesi, böylece bünyelerinin güçlendirilmesi onları hastalıklardan ölüm ve sakatlıklardan koruyabilir.

·     Aile planlaması: Çok ve sık doğum yapan kadınların ve bu kadınlardan doğan çocukların sağlıklarının tehlike altında olduğu yapılan pek çok araştırma ile defalarca kanıtlanmıştır. Ayrıca pek çok kadın istemediği halde gebe kaldıktan sonra düşük yapmak isterken ya sakat kalmakta ya da hayatını kaybetmektedir. İşte bu olumsuz durumlardan korunabilmek için aile planlaması hizmetleri önemli bir faktördür.

     

     Aile planlaması ve üreme sağlığı ile detaylı bilgiyi web sayfamızda bulunan http://www.saglik.bilkent.edu.tr/uremesagligi/uremesagligi.html adresten alabilirsiniz.

     

       

      Sağlık eğitimi: Kişilerin kendi sağlıklarını nasıl koruyabilecekleri ve sağlık hizmetlerini uygun bir biçimde nasıl kullanabilecekleri konusunda bilgilendirilmeleri ve olumlu davranışlar kazandırılmaları için yapılan planlı çabalara ‘Sağlık Eğitimi’ denir. Sağlık eğitimi aynı zamanda kişilere, kendi sağlıklarından sorumlu oldukları bilincini de sağlamayı amaçlar. Çünkü bir toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesi, o toplumdaki bireylerin bu iyileşmeyi gerçekten istemeleri, yani; kendi sağlıklarının sorumluluğunun benimsemeleri ile sağlanabilir.                                                                                                       

 Çevreye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri; çevredeki olumsuz biyolojik, fiziksel ve kimyasal faktörlerin yok edilmesi, düzeltilmesi ya da insanları etkileyerek  kişilerin sağlığının bozulmasının önlenmesi amacını taşırlar. Bunlar arasında atıkların zararsız hale getirilmesi, yeterli ve temiz su sağlanması, gıdaların kontrolü, çevre kirliliğinin önlenmesi sayılabilir. Bu hizmetler mühendislik hizmetleri olmakla beraber sağlığı yakından ilgilendirmektedir. Bunların yürütülmesinde sağlık sektörü ile diğer sektörler arası işbirliği kaçınılmazdır.

 

Tedavi Edici Sağlık Hizmetleri;

·   Birinci basamak: Hastaların tedavilerinin evde ve ayaktan yapıldığı sağlık kuruluşlarıdır. Sağlık Ocağı, Ana Çocuk Sağlığı Merkezleri, Kurum Hekimlikleri birinci basamak tedavi edici hizmetlerin verildiği yerlerdir. Birinci basamaktaki imkanlarla tanı ya da tedavisi yapılamayan hastalar ikinci basamağa sevk edilirler.

 

· İkinci basamak: Hastaların yatırılarak tanı ve tedavi hizmetlerinin verildiği hastanelerdir.

·    Üçüncü basamak:  Özel dal hastaneleridir. En yüksek tıp teknolojilerinin uygulandığı gelişmiş tedavi merkezleridir. Kanser hastaneleri, ruh sağlığı hastaneleri, sanatoryumlar, kalp-damar hastaneleri ... gibi.

Tedavi edici hizmetlerin basamaklar halinde ele alınmasının nedeni, bu basamaklar arasında bir hasta sevk sisteminin gerekliliğini vurgulamak içindir.

 

Rehabilite edici sağlık hizmetleri;

Beden ya da ruhça sakat kalmış kişilerin başkalarına bağımlı olmaksızın yaşayabilmelerini sağlamak amacıyla yapılan çalışmalardır. İki tip rehabilitasyon vardır.

·  Tıbbi rehabilitasyon: Bedensel sakatlıkların olabildiğince düzeltilmesini içerir

·    Sosyal (Mesleki) rehabilitasyon: Sakatlıkları nedeniyle eski işlerini yapamayanlara ya da belli bir işte çalışamayanlara iş öğretme, iş bulma ve işe uyum sağlamalarına yönelik hizmetlerdir.

Bir toplumun sağlık sorunlarının çözümü  ‘Çağdaş Sağlık Anlayışının’ toplumdaki tüm bireylerce bilinmesi, benimsenmesi ve talep edilmesi ile gerçekleşebilecektir.

Bu yazının amacı okurlara ‘Çağdaş Sağlık Anlayışı’ ile ilgili bir ufuk açabilmektir.

Biz hekimlerden her zaman hastalığa karşı bir reçete istenir ve bu da bizlerde bir reçete yazma zorunluluğu uyandırır.

Dilerseniz hekimlerin reçetesi aşağıda, belki bir çözüm yolu olabilir.

Ne dersiniz?

                   Rx 

                            1-Sağlıklı yaşama hakkı

                                      D: Bir ömür boyu

                                      S : Her gün-her an

                            2-Hastalıklardan korunma hakkı

                                      D : Sağlıklı çevre-sağlıklı bir evde oturma

                            Yeterli ve dengeli beslenme, çalışacak iş ve

                            İnsanca yaşayacak yeterli bir ücret

                                      S : Sürekli

                            3-Sağlık hizmetlerinden eşit-ücretsiz-nitelikli

                            yararlanma hakkı

                                      D- Yeterli sağlık ocakları-sevk edildiğinde

                            Nitelikli sağlık hizmeti sunacak hastane, hekim ve

                            Diğer sağlık çalışanları

                                      S :İhtiyaç üzerine kullanılacak

                            

 

  Not: Bu reçetede yazılanları eczaneden alamazsınız.  

 

 

 

 

 

Web sayfasının dizaynı Aytuna Devrim Canbul tarafından yapılmıştır.

 

 

| Ana Menu | E-Posta | Bilkent Üniversitesi Ana Sayfası |